|
BU SAYFAYA YÖREMiZLE iLGiLi KÜLTÜREL KARAKTERDEKi YAZILAR VE OTANTiK YÖRESEL FOTOĞRAFLAR EKLENECEKTiR.
Destan Şairimiz:Niyazi YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU 1929 yılında AĞIN'da doğmuştur.İlk öğretimini AĞIN'da tamamlayan Gençosmanoğlu,daha sonra Akçadağ Köy Enstitüsünü bitirerek Elazığ'da bir süre öğretmenlik yapmıştır.Daha sonra ilköğretim mufettişliğinde bulunmuş ve Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli kademelerinde görev yapmıştır.Gectiğimiz yıllarda kaybettiğimiz büyük şairimize rahmetler diliyoruz.
AĞIN'A DEYiŞ Güzellerle gönül alıp verenin, Başka nesnelerde gözümü olur. Ömründe Ağın'ı bir kez görenin, Yanında cennetin sözümü olur. Sende güzelliği sezdik sezeli, Sevdik sana benzeyen her güzeli. Dökülsede ağaçların gazeli, Sevdalı hayatın güzümü olur. AĞIN,yeşil AĞIN,sevgili AĞIN, Çocukluğun geçti,tam gençlik çağın. Söylede yapalım nedir adağın? Yolların yokuşu dikimi olur. YILDIRIM der AĞIN'ı sevmeyenin, AĞIN'ın derdiyle diz dövmeyenin, O'nu sevmeyenlere sövmeyenin, TANRI huzurunda yüzümü olur. Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
A N A
Kundağıma kara çaput bağladın, Çileyi ezelden bilenim ANA. Ardımsıra sular gibi çağladın, Ağlayıp yüzüme gülenim ANA. Kıblem sensin,yüzüm sana dönüktür, Gam yüküyüm ışıklarım sönüktür, Yüreciğim kurda kuşa yeniktir, Gurbette sığıntı kalanım ANA. El buğday biçerken,darı ekerdik, Taşlı bayırlarda keven sökerdik Kutnu kumaşlara hasret çekerdik, Yokluktan bin kere ölenim ANA. Telli mahramayla terim kuruttun, Ellerimden tuta tuta yürüttün, Ağlamaktan nice yazma çürüttün, Yürekte tükenmez çilenim ANA. Seher yeli Seher'ini götürdü, Felek yedi umudunu yitirdi, Yiğidini topraklara yatırdı, Bir doğup bin defa ölenim ANA. Sen sussanda dert susmadı içinde, Karlı dağlar yuva kurdu saçında, Kim bilecek hangi ayın,kaçında? Savrulup bitecek şölenim ANA. Tatlı idi soğan,ekmek,aşımız, Gah toprakta,gah gökteydi başımız, Tükendi yol,sona vardı yaşımız, Gene yüreğinde çilenim ANA. İşte bu gün bir köşeye çekildik, Ekin olduk çorak yere ekildik, Güve yedi didik didik döküldük, İçimi dışımdan görenim ANA. Mehmet ERGÖNÜL Hakko Dergisi 1973-Özel Sayısı.
|
|
....Hüseyin AKBAYIR'a Annemin, Benim, Kızımın dayısına...Ankara! Kimilerine ekmek kapısı, Kimilerine baht kapısı, Kimilerinin kara yazgısı, Kiminin son durağı,bir avuç toprağı. Sen ne ekmek aradın,ne de baht, Belki yazgın, Amma son durağın. Belki Yemen,Sarıkamış;Belki Sakarya Belki Çanakkale,belki de Fizan, Gidipte gelmeyen Beklenen,özlenen Hiç gelmeyen bir baba Geride(Hozakpur'da) Bir gelin,iki çocuk Biri erkek,diğeri kız Kız anneannem, Erkek ise: Annemin, Benim, Kızımın dayısı. Ne aradın, Ekmek mi? Baht mı? Kesin yazgın, Vede son durağın Ankara Bir avuç toprağın, Rahat uyu; Annemin,benim,kızımın dayısı.
Ahmet KARAHAN-Makina Mühendisi Kasım-1999/MALATYA
|
AĞIN'IN YOLLARIMektubum gelmiş tazeden, Yüreğimi köz köz eden, Ne bacıdan,ne teyzeden. AĞIN'IN YOLLARI İNİŞ, KOKUSU VAR YARDAN GELMİŞ. Çiçekli, kuşlu bir yazı, Satırlara sinmiş sızı, İki çeşme iki gözü, AĞIN'IN YOLLARI İNİŞ, ACI ÇEKMEYEN NE BİLMİŞ, Lamba isinde işlemiş, Parmak basıpda süslemiş, Oğlumu yaman beslemiş, GURBETTE NE İMİŞ İŞİM, OĞLUM OLMUŞ GÖRMEMİŞim. Söz edermiş giden gelen, Gurbette evlenmiş falan, Amma Doğru,amma yalan AĞIN'IN YOLLARI ŞOSE, İNANMAMIŞ KİM NE DESE. Meyvalar dalları tutmuş, Yayma,yayma dut kurutmuş, Bu ayrılık cana yetmiş, AĞIN'IN YOLLARI ÇAMUR, BÖYLE GEÇERMİYMİŞ ÖMÜR. Oruç tutmuş ramazanda, Pekmez kaynatmış kazanda, Us yokmuş gurbet gezende, AĞIN'IN YOLLARI TOZLU, SİTEM ETMİŞ ELA GÖZLÜ. Yatağım dama serilmiş, Yorgana koku sürülmüş, Yastığa çevre sarılmış, AĞIN'IN YOLLARI EĞRİ, GURBETTE DURULMAZ GAYRİ. Ağu olmuş suyu,aşı; Benimle doluymuş düşü, Bekliyormuş bu yaz başı, AĞIN'IN YOLLARI YOKUŞ, GİTMEK VACİP OLDU BU KIŞ. Ömer KAYAOĞLU AĞIN DERGİSİ-MAYIS/1967
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|